Bir Neo- Müzikal: La La Land

la-la-land-afi-best-of-2016

La La Land’de Emma Stone ve Ryan Gosling

2000’lerde ortaya çıkmaya başlayan yeni model müzikallerin en sonuncusu, bu yılki Oscar’larda ve Altın Küre Ödülleri’nde dikkati çeken La La Land. Film, günümüz Audrey Hepburn’ü olarak düşünülmüş oyuncu adayı Mia’nın (Emma Stone), caz piyanisti Sebastian (Ryan Gosling) ile tanışması ve dört mevsime ayrılmış hikaye anlatısı içinde ilişkilerini anlatıyor. Aksayarak başlayıp, iyi bir şekilde toparlayan filmi izlerken, Stephen King’in şu sözleri aklıma geldi; “kremayı takdir edebilmek için önce bol miktarda süt tatmak lazım”. Günümüz seyircisi de yeni akım müzikalleri değerlendirebilmek için Busby Berkeley, Vincente Minelli ve Bob Fosse gibi türün ustalarının eserlerini incelemeliler ki bu neo- müzikallerin kalitelerine kendi adlarına karar verebilsinler.

 

Fred Astaire ve Cyd Charisse, Minelli'nin The Band Wagon müzikalinde.

Fred Astaire ve Cyd Charisse, Minelli’nin The Band Wagon müzikalinde

Yönetmen Damien Chazelle, kamera hissi iyi ve kadraj kompozisyonları renkli bir yönetmen. Zhang Yimou’nun Raise the Red Lantern’da (1990), Darren Aronofsky’nin ise Requiem for a Dream’de (2000) kullandığı mevsimlerle ilerleyen hikaye anlatısı çerçevesini akıllıca kullanmış. Fakat iş Chazelle’in müzikal yönetimine gelince, sorunlar bu noktada başlıyor. Müzikal yönetmenliği, aynen aksiyon filmi yönetmek gibi, sinematik set piece’lere (seyirciyi yakalayan, filmin ait olduğu türe has ikonografi ile dolu sahneler) dayanan bir sinematik yetenek gerektiriyor. Tam da bu tarz sahnelerde, Chazelle’in başarılı yönetimi sekteye uğruyor. Set piece’leri ortaya çıkarması gereken dansçılar, müzikallerin ihtiyaç duyduğu seviyenin altında, filmin başrol oyuncuları da müzikal oyuncular olmadıklarını kanıtlıyorlar adeta…

Fakat filmin müziksiz, Mia-Seb ilişki kısımları o kadar iyi işliyor ki, keşke yönetmen La La Land’i, bir Hollywood müzikali yerine, bir indie/bağımsız kadın-erkek ilişki filmi olarak çekseymiş dedirtiyor insana. Bu tarz sahnelerde senaryo ve diyaloglar türünün en iyi örnekleri haline geliyor. Karakterlerin işleri, bunun ilişkilerine yansımaları da çok iyi örülmüş. La La Land’in sorunu, yönetmenin bariz şekilde iyi olduğu romantik film türünü, nostalji duyduğu fakat yönetim olarak anlayamadığı bir Hollywood türü ile cross genre mantığı yardımıyla karıştırarak izleyiciye sunması.

(c) 2017. Yazının tüm hakları saklıdır.

 

Bu yazıda kullanılmış olan görseller

La La Land promo/tanıtım görseli

The Band Wagon promo/tanıtım fotoğrafı